14 Eylül 2010 Salı

Başının Üstünde Yerin Var

Hava yağmurluyken uçmak ne zor şey, dedi hamile kuş. Kanatlarının üzerine yağmur damlaları düştükçe, uçmakta daha da zorlanıyor, gücünün tükendiğini hissediyordu. Ev bulmalıydı, kendisi için değil, yavruları için bulmalıydı; tek arzusu buydu.

Yağmur yavaş yavaş diniyordu. Artık takati kalmamış olan kuş, en yakın ağacın dalına konuverdi. Yağmurdan yumuşayan ağacın dalları, kuş konar konmaz kopuverdi. Yine evsizdi! Karnındaki yavru kuşları nerede doğuracak, nerede bakacaktı?!

Umutsuz bir halde uçarken gökyüzünde, minik bir kız çocuğu çarptı gözüne. Onu mu çağırıyordu acaba; ama insanlar kötüydü, çağırıyorsa da ona kötülük yapmak için çağırırdı diye düşündü. Kız, elini kaldırıp kuşu çağırdı tekrar. Kuş, ne yapacağını şaşırdı, kızın umutlu çağrısına boyun eğemedi ve kızın eline kondu. Kız, anne kuşu okşamaya başladı. Mest olmuştu anne kuş, umudun tükendiği noktada, o minik çilli kız ona tekrar umut verdi.

Küçük kız, kuşun kulağına eğilerek "başımın üstünde yerin var" dedi. Kuş, büyük bir mutlulukla çalı toplamak için uçtu. Bulduğu tüm çalıları, çilli küçük kızın kafasına koydu. Huzurlu ve emniyetli bir yuva bulmuştu kendine ve çocuklarına.

Kızın kafasındaki yuvaya oturdu, çocuklarını doğurdu, minik yavrular huzur içinde kızın kafasında yaşadılar,ta ki kanatlanıp uçana kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder